interfere

US /ˌɪn.t̬ɚˈfɪr/
UK /ˌɪn.t̬ɚˈfɪr/
"interfere" picture
1.

müdahale etmek, karışmak

to prevent something from being carried out properly

:
•
Don't interfere with my plans.
Planlarıma karışma.
•
The loud music began to interfere with our conversation.
Yüksek sesli müzik sohbetimizi engellemeye başladı.
:
meddleinterveneintrudeobstructhamper
2.

müdahale etmek, araya girmek

to take part or intervene in an activity without invitation or necessity

:
•
It's best not to interfere in other people's arguments.
Başkalarının tartışmalarına karışmamak en iyisidir.
•
The government should not interfere with the free market.
Hükümet serbest piyasaya müdahale etmemelidir.
:
interveneintrudemeddlepoke one's nose inpry
:
interferenceinterfere withrun interference