interactive
US /ˌɪn.t̬ɚˈræk.tɪv/
UK /ˌɪn.t̬ɚˈræk.tɪv/
1.
etkileşimli
involving the active participation of the user or viewer
:
•
The museum has many interactive exhibits.
Müzede birçok interaktif sergi var.
•
We used an interactive whiteboard for the presentation.
Sunum için interaktif bir beyaz tahta kullandık.
2.
etkileşimli, karşılıklı
(of two or more people or things) influencing each other
:
•
The team members had an interactive discussion.
Ekip üyeleri etkileşimli bir tartışma yaptı.
•
Their relationship is highly interactive.
İlişkileri oldukça etkileşimli.