insecure

US /ˌɪn.səˈkjʊr/
UK /ˌɪn.səˈkjʊr/
"insecure" picture
1.

güvensiz, endişeli

not confident or assured; uncertain and anxious

:
She felt insecure about her appearance.
Görünüşü hakkında güvensiz hissediyordu.
He's very insecure about his public speaking skills.
Topluluk önünde konuşma becerileri konusunda çok güvensiz.
2.

güvensiz, sağlam olmayan, korumasız

not firmly fixed or safely protected

:
The ladder felt insecure as he climbed higher.
Daha yükseğe tırmandıkça merdiven güvensiz hissettirdi.
The old bridge was structurally insecure.
Eski köprü yapısal olarak güvensizdi.