illegitimately

US /ˌɪl.ɪˈdʒɪt̬.ə.mət̬.li/
UK /ˌɪl.ɪˈdʒɪt̬.ə.mət̬.li/
"illegitimately" picture
1.

yasa dışı, gayrimeşru

in a way that is not allowed by law or rules

:
He acquired the property illegitimately.
Mülkü yasa dışı yollarla edindi.
The funds were transferred illegitimately.
Fonlar yasa dışı yollarla transfer edildi.
2.

gayrimeşru, haksız yere

in a way that is not in accordance with accepted standards or rules

:
His actions were illegitimately motivated by personal gain.
Eylemleri gayrimeşru bir şekilde kişisel kazançla motive edilmişti.
The decision was made illegitimately, without proper consultation.
Karar, uygun danışma olmaksızın gayrimeşru bir şekilde alındı.