hothouse
US /ˈhɑːt.haʊs/
UK /ˈhɑːt.haʊs/
1.
sıcak sera, sera
a heated greenhouse, especially one for growing tender plants
:
•
The orchids thrive in the warm, humid conditions of the hothouse.
Orkideler sıcak seranın sıcak ve nemli koşullarında gelişir.
•
We installed a new heating system in the hothouse.
Sıcak seraya yeni bir ısıtma sistemi kurduk.
2.
sera, yoğun ortam
an environment that encourages rapid, often intense, development or growth
:
•
The startup incubator was a real hothouse for new ideas.
Startup kuluçka merkezi yeni fikirler için gerçek bir sera idi.
•
The intense competition created a hothouse atmosphere in the office.
Yoğun rekabet ofiste sıcak bir ortam yarattı.
1.
hızla geliştirmek, yoğunlaştırmak
to subject to an environment that encourages rapid, often intense, development or growth
:
•
The coach tried to hothouse his young athletes, pushing them to their limits.
Antrenör genç sporcularını hızla geliştirmeye çalıştı, onları sınırlarına kadar zorladı.
•
Some parents tend to hothouse their children academically.
Bazı ebeveynler çocuklarını akademik olarak hızla geliştirmeye eğilimlidir.