hot dog
US /ˈhɑːt dɔːɡ/
UK /ˈhɑːt dɔːɡ/
1.
sosisli sandviç, frankfurter
a frankfurter, especially one served hot in a split bun, often with mustard, relish, or sauerkraut.
:
•
I'll have a hot dog with ketchup and mustard.
Ketçaplı ve hardallı bir sosisli sandviç alacağım.
•
We bought hot dogs at the baseball game.
Beyzbol maçında sosisli sandviç aldık.
2.
gösterişçi, artist
a person who performs daring or showy feats, especially in sports.
:
•
The surfer was a real hot dog, pulling off incredible tricks on every wave.
Sörfçü gerçek bir gösterişçiydi, her dalgada inanılmaz numaralar yapıyordu.
•
He's a bit of a hot dog on the slopes, always trying to impress.
Yamaçlarda biraz gösterişçi, her zaman etkilemeye çalışıyor.