healthy
US /ˈhel.θi/
UK /ˈhel.θi/

1.
2.
sağlıklı, faydalı
conducive to good health
:
•
Eating a balanced diet is healthy for your heart.
Dengeli beslenmek kalbiniz için sağlıklıdır.
•
Regular exercise is a healthy habit.
Düzenli egzersiz sağlıklı bir alışkanlıktır.
3.
iyi, bol, sağlıklı
of a good size or amount; substantial
:
•
He received a healthy bonus this year.
Bu yıl iyi bir ikramiye aldı.
•
The company made a healthy profit last quarter.
Şirket geçen çeyrekte iyi bir kar elde etti.