hang upon
US /hæŋ əˈpɑːn/
UK /hæŋ əˈpɑːn/
1.
bağlı olmak, dayanmak
to depend on something or someone
:
•
The success of the project will hang upon his decision.
Projenin başarısı onun kararına bağlı olacak.
•
Her mood seemed to hang upon the weather.
Ruh hali havaya bağlı gibiydi.
2.
kulak kesilmek, dikkatle dinlemek
to listen closely and attentively to someone
:
•
The students would hang upon every word of the inspiring speaker.
Öğrenciler ilham veren konuşmacının her kelimesine kulak kesilirdi.
•
She would hang upon his every command, eager to please.
Onun her emrine kulak kesilirdi, memnun etmek için hevesliydi.