gully
US /ˈɡʌl.i/
UK /ˈɡʌl.i/
1.
dere, sel yatağı
a ravine formed by the action of water
:
•
The heavy rain created a deep gully in the hillside.
Şiddetli yağmur, tepenin yamacında derin bir dere oluşturdu.
•
We had to cross a rocky gully to reach the other side.
Diğer tarafa geçmek için kayalık bir dere geçmemiz gerekti.
2.
su kanalı, drenaj
a channel or drain for water, especially on a golf course or at the side of a road
:
•
The golf ball rolled into the gully next to the green.
Golf topu yeşilliğin yanındaki su kanalına yuvarlandı.
•
Water collected in the roadside gully after the rain.
Yağmurdan sonra yol kenarındaki su kanalında su birikti.