get off

US /ɡet ˈɔːf/
UK /ɡet ˈɔːf/
"get off" picture
1.

inmek, ayrılmak

to leave a bus, train, aircraft, or boat

:
•
I need to get off at the next stop.
Bir sonraki durakta inmem gerekiyor.
•
We got off the plane after a long flight.
Uzun bir uçuştan sonra uçaktan indik.
:
get on
2.

işten çıkmak, paydos etmek

to leave work with permission, especially at the end of the day

:
•
What time do you get off work?
İşten ne zaman çıkıyorsun?
•
I usually get off around 5 PM.
Genellikle akşam 5 civarında işten çıkarım.
:
get to work
3.

kurtulmak, paçayı sıyırmak

to avoid punishment or criticism for something

:
•
He was lucky to get off with just a warning.
Sadece bir uyarıyla kurtulduğu için şanslıydı.
•
The lawyer tried to help his client get off.
Avukat, müvekkilinin kurtulmasına yardım etmeye çalıştı.
:
escapeavoidevade
4.

çıkarmak, sökmek

to remove clothing or an item from one's body

:
•
Please get off your wet shoes before coming inside.
İçeri girmeden önce lütfen ıslak ayakkabılarını çıkar.
•
He couldn't get off the tight ring from his finger.
Parmaktaki sıkı yüzüğü çıkaramadı.
:
removetake off
:
get off onget off on the right footget something off the groundget off on the wrong footget off someone's backoffoff and on