garnish kelimesinin Türkçe anlamı

garnish İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin

garnish

US /ˈɡɑːr.nɪʃ/
UK /ˈɡɑːr.nɪʃ/
"garnish" picture

Fiil

1.

süslemek, garnitür yapmak

decorate or embellish (something, especially food)

Örnek:
Garnish the dish with fresh parsley.
Yemeği taze maydanozla süsleyin.
The chef carefully garnished each plate.
Şef her tabağı dikkatlice süsledi.
2.

haczetmek, maaşından kesmek

take (money, especially part of a person's salary) to settle a debt or fine

Örnek:
The court ordered to garnish his wages.
Mahkeme maaşını haczetme kararı aldı.
His bank account was garnished to pay off the debt.
Banka hesabı borcu ödemek için haczedildi.

İsim

1.

garnitür, süsleme

a small decoration or embellishment on food or drink

Örnek:
The chef added a lemon slice as a garnish.
Şef, limon dilimini garnitür olarak ekledi.
Parsley is a common garnish for many dishes.
Maydanoz birçok yemek için yaygın bir garnitürdür.
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren