full-bodied

US /ˌfʊlˈbɑː.did/
UK /ˌfʊlˈbɑː.did/
"full-bodied" picture
1.

dolgun, zengin

having a rich, strong, and satisfying flavor or aroma

:
This red wine is wonderfully full-bodied.
Bu kırmızı şarap harika bir şekilde dolgun.
The coffee had a full-bodied and robust flavor.
Kahvenin dolgun ve sağlam bir tadı vardı.
2.

dolgun vücutlu, iri yapılı

having a large or well-developed body

:
She admired the painting of a full-bodied woman.
Dolgun vücutlu bir kadının resmine hayran kaldı.
The artist often depicted full-bodied figures in his work.
Sanatçı eserlerinde sık sık dolgun vücutlu figürler betimlerdi.