fountain kelimesinin Türkçe anlamı
fountain İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
fountain
US /ˈfaʊn.tən/
UK /ˈfaʊn.tən/

İsim
1.
fıskiye, çeşme
an ornamental structure in a garden or park from which one or more jets of water are pumped into the air
Örnek:
•
The children played near the beautiful fountain in the park.
Çocuklar parktaki güzel fıskiyenin yakınında oynadılar.
•
A coin was thrown into the fountain for good luck.
Şans için fıskiyeye bir bozuk para atıldı.
2.
kaynak, pınar
a natural spring of water
Örnek:
•
The ancient travelers found a refreshing fountain in the desert.
Antik gezginler çölde serinletici bir kaynak buldular.
•
The village relies on a natural fountain for its water supply.
Köy, su temini için doğal bir kaynağa güveniyor.
Eş Anlamlı:
3.
kaynak, pınar
a source of a desirable quality or commodity
Örnek:
•
Her wisdom was a constant fountain of advice for her students.
Bilgeliği, öğrencileri için sürekli bir öğüt kaynağıydı.
•
The library is a fountain of knowledge.
Kütüphane bir bilgi kaynağıdır.
Eş Anlamlı:
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren
İlgili Kelime: