fog kelimesinin Türkçe anlamı
fog İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
fog
US /fɑːɡ/
UK /fɑːɡ/

İsim
1.
sis
a thick cloud of tiny water droplets suspended in the atmosphere at or near the earth's surface that obscures or restricts visibility to a greater extent than mist
Örnek:
•
The dense fog made driving very difficult.
Yoğun sis sürüşü çok zorlaştırdı.
•
The ship disappeared into the fog.
Gemi sisin içinde kayboldu.
2.
kafa karışıklığı, zihin bulanıklığı
a state of mental confusion or disorientation
Örnek:
•
After the accident, he was in a complete fog.
Kazadan sonra tamamen kafa karışıklığı içindeydi.
•
My mind was in a fog from lack of sleep.
Uykusuzluktan zihnim bulanıktı.
Eş Anlamlı:
Fiil
1.
buğulandırmak, sisle kaplamak
to obscure or cover with or as if with fog
Örnek:
•
The morning mist began to fog the windows.
Sabah sisi pencereleri buğulandırmaya başladı.
•
His glasses fogged up when he came inside from the cold.
Soğuktan içeri girdiğinde gözlükleri buğulandı.
2.
kafa karışıklığı yaşamak, bulanıklaşmak
to become confused or disoriented
Örnek:
•
His mind began to fog as he grew older.
Yaşlandıkça zihni bulanıklaşmaya başladı.
•
The details of the dream started to fog in my memory.
Rüyanın detayları hafızamda bulanıklaşmaya başladı.
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren