finely
US /ˈfaɪn.li/
UK /ˈfaɪn.li/
1.
ince, çok ince
in small particles; very thinly
:
•
Chop the herbs finely.
Otları ince ince doğrayın.
•
The sugar was ground finely.
Şeker ince öğütüldü.
2.
zarifçe, şıkça
in a delicate or elegant manner
:
•
The artist finely detailed the painting.
Sanatçı tabloyu ince ince detaylandırdı.
•
She was finely dressed for the occasion.
Olay için şık giyinmişti.
3.
gayet iyi, çok iyi
to a high degree; very well
:
•
The plan was finely executed.
Plan gayet iyi uygulandı.
•
He is a finely tuned athlete.
O ince ayarlı bir sporcu.