enshrine

US /ɪnˈʃraɪn/
UK /ɪnˈʃraɪn/
"enshrine" picture
1.

muhafaza etmek, içine almak

place (a revered or precious object) in an appropriate receptacle.

:
A chapel was built to enshrine the saint's remains.
Azizin kalıntılarını muhafaza etmek için bir şapel inşa edildi.
The locket was designed to enshrine a lock of hair.
Madalyon, bir tutam saçı muhafaza etmek için tasarlanmıştı.
2.

güvence altına almak, kutsal saymak

cherish (a tradition, idea, or right) as inviolable.

:
The right to free speech is enshrined in the Constitution.
İfade özgürlüğü hakkı Anayasa'da güvence altına alınmıştır.
These principles are enshrined in our company's values.
Bu ilkeler şirketimizin değerlerinde yer almaktadır.