effervescent

US /ˌef.ɚˈves.ənt/

UK /ˌef.ɚˈves.ənt/

efervesan, köpüren

producing bubbles of gas; fizzy

•

The effervescent drink tickled my nose.

Efervesan içecek burnumu gıdıkladı.

•

Add the tablet to water and watch it become effervescent.

Tableti suya ekleyin ve köpürmesini izleyin.

neşeli, coşkulu

vivacious and enthusiastic

•

Her effervescent personality lit up the room.

Onun neşeli kişiliği odayı aydınlattı.

•

He has an effervescent charm that draws people to him.

İnsanları kendine çeken neşeli bir çekiciliği var.