duty

US /ˈduː.t̬i/
UK /ˈduː.t̬i/
"duty" picture
1.

görev, sorumluluk

a moral or legal obligation; a responsibility

:
It is your duty to report any suspicious activity.
Herhangi bir şüpheli etkinliği bildirmek sizin görevinizdir.
She felt it was her duty to care for her aging parents.
Yaşlanan ebeveynlerine bakmanın kendi görevi olduğunu hissetti.
2.

vergi, gümrük vergisi

a tax levied on certain goods, especially imports

:
Customs duty must be paid on imported cars.
İthal araçlar için gümrük vergisi ödenmelidir.
The government increased the duty on tobacco products.
Hükümet tütün ürünleri üzerindeki vergiyi artırdı.