dummy
US /ˈdʌm.i/
UK /ˈdʌm.i/

1.
manken, kukla
a model of a human or animal, used for display or in the testing of something
:
•
The store used a mannequin as a clothing dummy.
Mağaza, kıyafet mankeni olarak bir manken kullandı.
•
Crash test dummies are used to simulate human injuries in car accidents.
Çarpışma testi mankenleri, araba kazalarında insan yaralanmalarını simüle etmek için kullanılır.
2.
1.
sahte, taklit
not real; imitation or substitute
:
•
He used a dummy grenade for training purposes.
Eğitim amaçlı sahte bir el bombası kullandı.
•
The safe contained a dummy alarm system.
Kasa, sahte bir alarm sistemi içeriyordu.
1.
aldatmak, numara yapmak
to make a feigned or misleading action, especially in sports
:
•
The basketball player tried to dummy his opponent with a fake pass.
Basketbolcu, sahte bir pasla rakibini aldatmaya çalıştı.
•
He would often dummy a shot before passing the ball.
Topu paslamadan önce sık sık şut çekiyormuş gibi yapardı.