drop off

US /drɑːp ɑːf/
UK /drɑːp ɑːf/
"drop off" picture
1.

uykuya dalmak, uyuyakalmak

to fall asleep

:
•
I was so tired that I started to drop off during the movie.
O kadar yorgundum ki film sırasında uyuyakaldım.
•
The baby usually drops off after her evening feeding.
Bebek genellikle akşam beslenmesinden sonra uykuya dalar.
:
doze offnod offdrift off
2.

bırakmak, teslim etmek

to take someone or something to a place and leave them there

:
•
Can you drop me off at the corner?
Beni köşede bırakabilir misin?
•
I need to drop off these packages at the post office.
Bu paketleri postaneye bırakmam gerekiyor.
:
deliverdepositleave
3.

azalmak, düşmek

to decrease in amount, quality, or intensity

:
•
Sales tend to drop off in the winter months.
Kış aylarında satışlar düşme eğilimindedir.
•
The number of visitors has dropped off significantly.
Ziyaretçi sayısı önemli ölçüde azaldı.
:
declinedecreasefalllessenwaneslumpplummetdwindlerecedesubsidetail off
:
dropdropsdrop bydrop indrop outdrop backdrop kick