dribble kelimesinin Türkçe anlamı

dribble İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin

dribble

US /ˈdrɪb.əl/
UK /ˈdrɪb.əl/
"dribble" picture

Fiil

1.

salya akıtmak, damlamak

to let liquid or saliva flow from the mouth

Örnek:
The baby started to dribble as soon as he saw the bottle.
Bebek şişeyi görür görmez salya akıtmaya başladı.
He was so tired he started to dribble in his sleep.
O kadar yorgundu ki uykusunda salya akıtmaya başladı.
2.

top sürmek

to move a ball by kicking or pushing it along with slight touches

Örnek:
He managed to dribble the ball past three defenders.
Topu üç savunmacının yanından sürmeyi başardı.
The basketball player started to dribble down the court.
Basketbolcu sahada topu sürmeye başladı.
Eş Anlamlı:

İsim

1.

damla, akıntı

a small flow or trickle of liquid

Örnek:
There was a small dribble of water from the leaky faucet.
Sızdıran musluktan küçük bir damla su geliyordu.
A dribble of sauce ran down his chin.
Çenesinden bir damla sos aktı.
Eş Anlamlı:
2.

top sürme

an act of moving a ball by kicking or pushing it along with slight touches

Örnek:
He made a brilliant dribble past two defenders.
İki savunmacıyı geçerek harika bir top sürme yaptı.
The coach praised his skillful dribble.
Antrenör, onun yetenekli top sürmesini övdü.
Eş Anlamlı:
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren
İlgili Kelime: