divine

US /dɪˈvaɪn/
UK /dɪˈvaɪn/
"divine" picture
1.

ilahi, tanrısal

of, from, or like God or a god

:
•
Many ancient cultures worshipped a multitude of divine beings.
Birçok antik kültür, çok sayıda ilahi varlığa tapmıştır.
•
The priest spoke of the divine power of forgiveness.
Rahip, affetmenin ilahi gücünden bahsetti.
:
godlyheavenlysacredholycelestial
2.

harika, enfes

extremely good; delightful

:
•
The dessert was absolutely divine.
Tatlı kesinlikle harikaydı.
•
She looked divine in her new dress.
Yeni elbisesiyle harika görünüyordu.
:
excellentsuperbmagnificentsplendidglorious
1.

sezmek, tahmin etmek

discover (something) by guesswork or intuition

:
•
She could divine his intentions from his subtle gestures.
Onun niyetlerini ince hareketlerinden sezebilirdi.
•
It was difficult to divine the true meaning of the ancient text.
Antik metnin gerçek anlamını sezmek zordu.
:
guessconjecturesurmiseinferdiscern