splendid

US /ˈsplen.dɪd/
UK /ˈsplen.dɪd/
"splendid" picture
1.

muhteşem, görkemli, harika

magnificent; very impressive

:
The palace had a splendid ballroom.
Sarayın muhteşem bir balo salonu vardı.
They enjoyed a splendid view of the mountains.
Dağların muhteşem manzarasının tadını çıkardılar.
2.

mükemmel, çok iyi

excellent; very good

:
We had a splendid time at the party.
Partide harika vakit geçirdik.
That's a splendid idea!
Bu harika bir fikir!