distinguished
US /dɪˈstɪŋ.ɡwɪʃt/
UK /dɪˈstɪŋ.ɡwɪʃt/

1.
seçkin, tanınmış, saygın
successful, authoritative, and commanding great respect
:
•
He is a distinguished professor in the field of physics.
Fizik alanında seçkin bir profesördür.
•
The university honored its most distinguished alumni.
Üniversite en seçkin mezunlarını onurlandırdı.
2.
asil, vakur, görkemli
having an air of dignity or superiority
:
•
Her distinguished appearance commanded attention.
Asil görünüşü dikkat çekiyordu.
•
He had a distinguished bearing, even in casual clothes.
Sıradan kıyafetlerle bile asil bir duruşu vardı.