dismantle
US /dɪˈsmæn.t̬əl/
UK /dɪˈsmæn.t̬əl/
1.
sökmek, parçalara ayırmak
take (a machine or structure) to pieces
:
•
The team worked to dismantle the old engine.
Ekip eski motoru sökmek için çalıştı.
•
They had to dismantle the stage after the concert.
Konserden sonra sahneyi sökmek zorunda kaldılar.
2.
ortadan kaldırmak, çökertmek
to take apart a system or organization
:
•
The government plans to dismantle the old welfare system.
Hükümet eski refah sistemini ortadan kaldırmayı planlıyor.
•
The police managed to dismantle the criminal organization.
Polis, suç örgütünü çökertmeyi başardı.