differ

US /ˈdɪf.ɚ/
UK /ˈdɪf.ɚ/
"differ" picture
1.

farklı olmak, ayrılmak

be unlike or dissimilar

:
The two reports differ significantly.
İki rapor önemli ölçüde farklılık gösteriyor.
Their opinions differ on this matter.
Bu konuda fikirleri farklılık gösteriyor.
2.

ayrışmak, farklı düşünmek

disagree with someone

:
I respectfully differ with your conclusion.
Sonucunuza saygıyla katılmıyorum.
They often differ on political issues.
Siyasi konularda sık sık ayrışırlar.