coughing

US /ˈkɔːfɪŋ/

UK /ˈkɔːfɪŋ/

öksürmek

expel air from the lungs with a sudden sharp sound.

•

He started coughing uncontrollably.

Kontrolsüz bir şekilde öksürmeye başladı.

•

The smoke made her cough.

Duman onu öksürttü.

öksürük

an act or sound of coughing.

•

He gave a short, dry cough.

Kısa, kuru bir öksürük attı.

•

I heard a faint coughing sound from the next room.

Yan odadan hafif bir öksürük sesi duydum.