convey

US /kənˈveɪ/
UK /kənˈveɪ/
"convey" picture
1.

taşımak, nakletmek

to transport or carry to a place

:
•
The pipes convey water to the main tank.
Borular suyu ana depoya taşır.
•
A train was used to convey the goods.
Malları taşımak için bir tren kullanıldı.
:
transportcarrytransfermovesend
2.

iletmek, aktarmak

to make (an idea, impression, or feeling) known or understandable to someone

:
•
He tried to convey his feelings through a letter.
Duygularını bir mektupla iletmeye çalıştı.
•
Her expression conveyed a sense of sadness.
İfadesi bir hüzün duygusu iletti.
:
expresscommunicateimpartrelatetell