classified
US /ˈklæs.ə.faɪd/
UK /ˈklæs.ə.faɪd/
1.
gizli, sınıflandırılmış
officially declared secret, especially for reasons of national security.
:
•
The documents are highly classified and cannot be released to the public.
Belgeler çok gizlidir ve halka açıklanamaz.
•
Access to the classified information requires special clearance.
Gizli bilgilere erişim özel izin gerektirir.
2.
ilan, sınıflandırılmış
(of a newspaper or magazine advertisement) falling into a particular category.
:
•
I saw your ad in the classified section of the newspaper.
İlanınızı gazetenin ilanlar bölümünde gördüm.
•
She placed a classified ad for a used car.
İkinci el bir araba için ilan verdi.
1.
sınıflandırmak, kategorize etmek
arrange (a group of people or things) in classes or categories according to shared qualities or characteristics.
:
•
The librarian classified the books by genre.
Kütüphaneci kitapları türe göre sınıflandırdı.
•
We need to classified these specimens for further study.
Bu örnekleri daha fazla çalışma için sınıflandırmamız gerekiyor.