bleed kelimesinin Türkçe anlamı
bleed İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
bleed
US /bliːd/
UK /bliːd/
Fiil
1.
kanamak
lose blood from the body as a result of injury or illness
Örnek:
•
His nose started to bleed after he fell.
Düştükten sonra burnu kanamaya başladı.
•
The cut on her finger was still bleeding.
Parmağındaki kesik hala kanıyordu.
Eş Anlamlı:
2.
havasını almak, sıvısını boşaltmak
draw fluid from (a container, pipe, or other confined space)
Örnek:
•
You need to bleed the radiators to get them working efficiently.
Radyatörleri verimli çalışması için havasını almanız gerekir.
•
The mechanic had to bleed the brakes after replacing the fluid.
Mekanik, sıvıyı değiştirdikten sonra frenlerin havasını almak zorunda kaldı.
İsim
1.
kanama
the process of losing blood from the body
Örnek:
•
The doctor stopped the bleed with a bandage.
Doktor kanamayı bandajla durdurdu.
•
There was a small bleed from the wound.
Yaradan küçük bir kanama vardı.
Eş Anlamlı:
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren