bird dog
US /ˈbɜːrd dɔːɡ/
UK /ˈbɜːrd dɔːɡ/
1.
av köpeği
a dog of a breed trained to hunt birds, such as a setter, pointer, or retriever
:
•
The hunter's bird dog expertly flushed out the pheasants.
Avcının av köpeği sülünleri ustaca ortaya çıkardı.
•
We saw a beautiful setter, a classic example of a bird dog, at the dog show.
Köpek gösterisinde güzel bir setter, klasik bir av köpeği örneği gördük.
2.
kaşif, yetenek avcısı
a person who seeks out and finds something, especially talent or business opportunities
:
•
She's a real bird dog when it comes to finding new investment opportunities.
Yeni yatırım fırsatları bulma konusunda tam bir kaşif.
•
The company hired a bird dog to scout for promising startups.
Şirket, umut vadeden girişimleri bulmak için bir kaşif tuttu.
1.
bulmak, keşfetmek
to seek out and find someone or something, especially for a specific purpose
:
•
The manager asked him to bird dog a new supplier for the raw materials.
Müdür ondan ham maddeler için yeni bir tedarikçi bulmasını istedi.
•
It's his job to bird dog potential clients for the sales team.
Satış ekibi için potansiyel müşterileri bulmak onun işi.