banter
US /ˈbæn.tɚ/
UK /ˈbæn.tɚ/

1.
şakalaşma, takılma, latife
the playful and friendly exchange of teasing remarks
:
•
The friends engaged in light-hearted banter throughout the evening.
Arkadaşlar akşam boyunca neşeli şakalaşmalar yaptılar.
•
His quick wit and playful banter made him popular.
Hızlı zekası ve şakacı takılmaları onu popüler yaptı.
1.
şakalaşmak, takılmak, latife yapmak
to talk or exchange remarks in a good-humored teasing way
:
•
The two brothers would often banter with each other about their favorite sports teams.
İki kardeş sık sık favori spor takımları hakkında birbirleriyle şakalaşırdı.
•
He enjoyed bantering with his colleagues during coffee breaks.
Kahve molalarında meslektaşlarıyla şakalaşmaktan hoşlanırdı.