at someone's beck and call
US /æt ˈsʌm.wʌnz bɛk ænd kɔl/
UK /æt ˈsʌm.wʌnz bɛk ænd kɔl/

1.
emrinde olmak, her an hazır olmak
always available to do whatever someone asks
:
•
She expects her assistants to be at her beck and call 24/7.
Asistanlarının 7/24 emrinde olmasını bekliyor.
•
I can't always be at your beck and call; I have my own life.
Her zaman emrinde olamam; benim de kendi hayatım var.