arrive
US /əˈraɪv/
UK /əˈraɪv/

1.
2.
gelmek, meydana gelmek
happen or occur
:
•
The moment of truth has arrived.
Gerçek anı geldi.
•
When spring arrives, the flowers bloom.
Bahar geldiğinde çiçekler açar.
3.
başarıya ulaşmak, tanınmak
achieve success or recognition
:
•
After years of hard work, she finally arrived as a renowned artist.
Yıllarca süren sıkı çalışmanın ardından nihayet tanınmış bir sanatçı olarak başarıya ulaştı.
•
He felt he had truly arrived when his book became a bestseller.
Kitabı çok satanlar arasına girdiğinde gerçekten başarıya ulaştığını hissetti.