anguish

US /ˈæŋ.ɡwɪʃ/
UK /ˈæŋ.ɡwɪʃ/
"anguish" picture
1.

ızdırap, acı, elem

severe mental or physical pain or suffering

:
He experienced great anguish after the loss of his child.
Çocuğunu kaybettikten sonra büyük bir ızdırap yaşadı.
The patient was in extreme anguish from the injury.
Hasta yaralanmadan dolayı aşırı ızdırap içindeydi.
1.

ızdırap vermek, acı çektirmek

to cause extreme pain or distress to

:
It anguished him to see his family struggling.
Ailesinin zorluk çektiğini görmek onu ızdırap içinde bıraktı.
The decision to leave anguished her for weeks.
Gitme kararı onu haftalarca ızdırap içinde bıraktı.