wildcat kelimesinin Türkçe anlamı

wildcat İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin

wildcat

US /ˈwaɪldˌkæt/
UK /ˈwaɪldˌkæt/
"wildcat" picture

İsim

1.

yaban kedisi, vaşak

a fierce, untamed cat, especially a European wildcat (Felis silvestris) or a North American bobcat (Lynx rufus).

Örnek:
The European wildcat is a solitary and elusive animal.
Avrupa yaban kedisi yalnız ve ele geçirilmesi zor bir hayvandır.
We spotted a wildcat near the forest edge.
Orman kenarında bir yaban kedisi gördük.
2.

yaban kedisi, başına buyruk

a person with a fierce or unpredictable character.

Örnek:
She's a real wildcat when she gets angry.
Sinirlendiğinde tam bir yaban kedisi olur.
He's a bit of a wildcat, always taking risks.
O biraz başına buyruk, hep risk alır.
3.

riskli girişim, deneme kuyusu

a speculative venture, especially in oil drilling, with little chance of success.

Örnek:
Drilling for oil in that remote area was a complete wildcat.
O uzak bölgede petrol aramak tam bir riskli girişimdi.
Many investors lost money on wildcat oil wells.
Birçok yatırımcı riskli petrol kuyularında para kaybetti.

Sıfat

1.

riskli, spekülatif

operating or done in a reckless or speculative way.

Örnek:
The company engaged in wildcat drilling in unproven territories.
Şirket, kanıtlanmamış bölgelerde riskli sondajlar yaptı.
They took a wildcat approach to their investments.
Yatırımlarına riskli bir yaklaşım sergilediler.

Fiil

1.

izinsiz grev yapmak, yasa dışı grev yapmak

to engage in a wildcat strike.

Örnek:
The workers decided to wildcat in protest of the new policies.
İşçiler yeni politikalara karşı izinsiz grev yapmaya karar verdiler.
The union warned against any attempts to wildcat.
Sendika, izinsiz grev girişimlerine karşı uyardı.
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren