wash up
US /wɑːʃ ˈʌp/
UK /wɑːʃ ˈʌp/

1.
bulaşık yıkamak
to wash dishes, cutlery, etc., after a meal
:
•
I'll cook if you promise to wash up afterwards.
Sonra bulaşıkları yıkamayı söz verirsen ben yemek yaparım.
•
It's your turn to wash up tonight.
Bu akşam bulaşıkları yıkama sırası sende.
2.
yıkanmak, temizlenmek
to wash oneself, especially one's hands and face
:
•
I need to go wash up before dinner.
Akşam yemeğinden önce yıkanmam gerekiyor.
•
He went to the bathroom to wash up.
Yıkanmak için banyoya gitti.
3.
kıyıya vurmak, karaya vurmak
to be carried by water onto land
:
•
After the storm, debris began to wash up on the shore.
Fırtınadan sonra enkaz kıyıya vurmaya başladı.
•
A message in a bottle might wash up on a distant island.
Şişedeki bir mesaj uzak bir adaya vurabilir.