viable
US /ˈvaɪ.ə.bəl/
UK /ˈvaɪ.ə.bəl/
1.
uygulanabilir, yaşayabilir, mümkün
capable of working successfully; feasible
:
•
The company needs to find a viable solution to its financial problems.
Şirketin mali sorunlarına uygulanabilir bir çözüm bulması gerekiyor.
•
Is this plan truly viable in the long term?
Bu plan uzun vadede gerçekten uygulanabilir mi?
2.
yaşayabilir
(of a baby or fetus) able to live successfully outside the womb
:
•
The doctors were concerned about whether the premature baby would be viable.
Doktorlar, prematüre bebeğin yaşayabilir olup olmayacağı konusunda endişeliydi.
•
At 24 weeks, a fetus is generally considered viable.
24 haftalıkken, bir fetüs genellikle yaşayabilir kabul edilir.