utility kelimesinin Türkçe anlamı

utility İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin

utility

US /juːˈtɪl.ə.t̬i/
UK /juːˈtɪl.ə.t̬i/
"utility" picture

İsim

1.

fayda, yarar

the state of being useful, profitable, or beneficial

Örnek:
The utility of this tool is evident in its versatility.
Bu aracın faydası çok yönlülüğünde açıkça görülmektedir.
We need to assess the practical utility of the new system.
Yeni sistemin pratik faydasını değerlendirmemiz gerekiyor.
2.

kamu hizmetleri, fatura

a public service provided by a public utility company, such as electricity, water, or gas

Örnek:
The monthly utility bill includes charges for electricity and water.
Aylık fatura elektrik ve su ücretlerini içerir.
Many homes in the area rely on solar power instead of traditional utilities.
Bölgedeki birçok ev geleneksel hizmetler yerine güneş enerjisine güveniyor.
3.

hizmet şirketi, kamu hizmeti sağlayıcısı

a company that provides a public service such as electricity, water, or gas

Örnek:
The local utility announced a rate increase for next year.
Yerel hizmet şirketi gelecek yıl için bir fiyat artışı duyurdu.
Contact your utility provider if you have a power outage.
Elektrik kesintisi durumunda hizmet sağlayıcınızla iletişime geçin.
4.

yardımcı program, araç

a computer program or feature designed for a specific task, often related to system maintenance or enhancement

Örnek:
I used a disk cleanup utility to free up space on my hard drive.
Sabit diskimde yer açmak için bir disk temizleme yardımcı programı kullandım.
The operating system comes with several built-in utilities for managing files.
İşletim sistemi, dosyaları yönetmek için çeşitli yerleşik yardımcı programlarla birlikte gelir.

Sıfat

1.

işlevsel, pratik

designed for practical use rather than beauty

Örnek:
The furniture in the office is purely utility, focusing on function over form.
Ofisteki mobilyalar tamamen işlevseldir, biçimden çok fonksiyona odaklanmıştır.
He wore a simple utility jacket for his outdoor work.
Dışarıdaki işleri için basit bir işlevsel ceket giydi.
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren