up against
US /ʌp əˈɡenst/
UK /ʌp əˈɡenst/

1.
karşısında, yanında
in contact with or close to
:
•
He leaned up against the wall.
Duvara dayandı.
•
The boat was tied up against the dock.
Tekne iskeleye bağlanmıştı.
2.
karşı, ile mücadele eden
facing or contending with (a difficulty or opponent)
:
•
We are up against a very strong team.
Çok güçlü bir takıma karşıyız.
•
She's up against a tight deadline.
Sıkı bir teslim tarihiyle karşı karşıya.