unity
US /ˈjuː.nə.t̬i/
UK /ˈjuː.nə.t̬i/
1.
birlik, uyum
the state of being united or joined as a whole
:
•
The team showed great unity in their efforts.
Takım çabalarında büyük bir birlik gösterdi.
•
National unity is essential for peace and stability.
Ulusal birlik, barış ve istikrar için esastır.
2.
bütünlük, tek parça
a thing forming a complex whole
:
•
The novel is a perfect unity of plot and character.
Roman, olay örgüsü ve karakterin mükemmel bir bütünlüğüdür.
•
The building's design achieves a sense of aesthetic unity.
Binanın tasarımı estetik bir bütünlük hissi veriyor.