tinned
US /tɪnd/
UK /tɪnd/
1.
konserve
preserved in a tin or can
:
•
We bought some tinned peaches for dessert.
Tatlı için biraz konserve şeftali aldık.
•
Tinned goods are often cheaper than fresh produce.
Konserve ürünler genellikle taze ürünlerden daha ucuzdur.
1.
konservelemek
to put (food) into a tin or can for preservation
:
•
The factory tinned thousands of fish every day.
Fabrika her gün binlerce balığı konserveledi.
•
They plan to tin the excess fruit from their orchard.
Bahçelerindeki fazla meyveleri konservelemeyi planlıyorlar.
: