tighten
US /ˈtaɪ.tən/
UK /ˈtaɪ.tən/

1.
2.
sıkılaştırmak, katılaştırmak
make or become more strict or severe
:
•
The government decided to tighten border controls.
Hükümet sınır kontrollerini sıkılaştırmaya karar verdi.
•
The company needs to tighten its financial policies.
Şirket mali politikalarını sıkılaştırmalı.