the elephant in the room
US /ðɪ ˈɛlɪfənt ɪn ðə ruːm/
UK /ðɪ ˈɛlɪfənt ɪn ðə ruːm/
1.
odadaki fil, herkesin bildiği ama konuşmaktan kaçındığı bariz sorun
an obvious problem or difficult situation that people do not want to talk about
:
•
Everyone knew about the company's financial troubles, but no one dared to address the elephant in the room.
Şirketin mali sorunlarını herkes biliyordu ama kimse odadaki fili dile getirmeye cesaret edemedi.
•
Their strained relationship was the elephant in the room during the family dinner.
Gergin ilişkileri, aile yemeği sırasında odadaki fildi.