than
US /ðæn/
UK /ðæn/
1.
den, daha
introducing the second element of a comparison
:
•
She is taller than her brother.
O, erkek kardeşinden daha uzun.
•
It's better late than never.
Hiç olmamasından daha iyi geç olsun.
2.
başka, dışında
used in expressions of difference or comparison
:
•
Other than that, everything is fine.
Bunun dışında her şey yolunda.
•
He had no choice other than to accept.
Kabul etmekten başka seçeneği yoktu.
1.
den, daha
used after a comparative adjective or adverb to introduce the second part of a comparison
:
•
He runs faster than I do.
Benden daha hızlı koşar.
•
She earns more money than her husband.
Kocasından daha fazla para kazanıyor.