studious
US /ˈstuː.di.əs/
UK /ˈstuː.di.əs/
1.
çalışkan, gayretli
spending a lot of time studying or reading
:
•
She is a very studious student who always gets good grades.
O, her zaman iyi notlar alan çok çalışkan bir öğrencidir.
•
He spent his evening in the library, a studious figure among the books.
Akşamını kütüphanede geçirdi, kitaplar arasında çalışkan bir figürdü.
2.
titiz, dikkatli
showing great care or attention to detail
:
•
He made a studious effort to avoid any mistakes.
Herhangi bir hatadan kaçınmak için titiz bir çaba gösterdi.
•
Her studious observation of the market trends helped her make wise investments.
Piyasa trendlerini titizlikle gözlemlemesi, akıllı yatırımlar yapmasına yardımcı oldu.