sobriety

US /səˈbraɪ.ə.t̬i/
UK /səˈbraɪ.ə.t̬i/
"sobriety" picture
1.

ayık olma, alkolsüzlük

the state of being sober; not intoxicated by alcohol

:
He has maintained his sobriety for five years.
Beş yıldır ayıklığını koruyor.
The clinic helps people achieve and maintain sobriety.
Klinik, insanların ayıklığına ulaşmasına ve sürdürmesine yardımcı olur.
2.

ciddiyet, ağırbaşlılık, sakinlik

the quality of being serious, sensible, and solemn

:
The judge addressed the court with great sobriety.
Yargıç mahkemeye büyük bir ciddiyetle hitap etti.
Her sobriety in handling the crisis was commendable.
Krizi ele alışındaki ciddiyeti takdire şayandı.