snorkel
US /ˈsnɔːr.kəl/
UK /ˈsnɔːr.kəl/
1.
şnorkel
a tube for a swimmer to breathe through while keeping the face submerged in water
:
•
He put on his mask and snorkel before diving into the clear water.
Berrak suya dalmadan önce maskesini ve şnorkelini taktı.
•
Do you have a spare snorkel I could borrow?
Ödünç alabileceğim yedek bir şnorkelin var mı?
2.
şnorkel (denizaltı)
a device on a submarine enabling it to remain submerged for extended periods by drawing air from above the surface
:
•
The submarine used its snorkel to recharge its batteries while remaining undetected.
Denizaltı, tespit edilmeden bataryalarını şarj etmek için şnorkelini kullandı.
•
Modern submarines have advanced snorkel systems.
Modern denizaltılar gelişmiş şnorkel sistemlerine sahiptir.
1.
şnorkel yapmak
to swim using a snorkel
:
•
We went to the coral reef to snorkel with the fish.
Mercan resifine balıklarla şnorkel yapmak için gittik.
•
It's a great spot to snorkel, even for beginners.
Başlangıç seviyesindekiler için bile şnorkel yapmak için harika bir yer.