skylark

US /ˈskaɪ.lɑːrk/
UK /ˈskaɪ.lɑːrk/
"skylark" picture
1.

tarlakuşu

a small brown European bird that sings as it flies high into the sky

:
The sweet song of the skylark filled the morning air.
Tarlakuşunun tatlı şarkısı sabah havasını doldurdu.
We watched a skylark ascend higher and higher until it was just a speck.
Bir tarlakuşunun gittikçe yükseldiğini, ta ki sadece bir nokta olana kadar izledik.
1.

şakalaşmak, oynaşmak

to frolic or play boisterously

:
The children were skylarking in the park, chasing each other around.
Çocuklar parkta şakalaşıyor, birbirlerini kovalıyorlardı.
Stop skylarking and get back to work!
Şakalaşmayı bırak ve işine geri dön!