skateboard

US /ˈskeɪt.bɔːrd/
UK /ˈskeɪt.bɔːrd/
"skateboard" picture
1.

kaykay

a short board with two small wheels on each end, which a person stands on and rides as a sport or form of transport

:
•
He rode his skateboard down the street.
Kaykayıyla caddeden aşağı kaydı.
•
She bought a new skateboard for her birthday.
Doğum günü için yeni bir kaykay aldı.
:
boardskate
1.

kaykay yapmak

to ride on a skateboard

:
•
He loves to skateboard at the park.
Parkta kaykay yapmayı sever.
•
They spent the afternoon skateboarding around the city.
Öğleden sonrayı şehirde kaykay yaparak geçirdiler.
:
skateboarding